24 Mart 2013 Pazar

Beş Önemli Ders…


Birinci ve de en onemli ders.

Okuldaki ikinci ayimda, hocamiz test sorularini dagitti. Ben okulun en iyi ogrencilerinden biriydim. Son soruya kadar soluk almadan geldim ve orada cakildim kaldim. Son soru soyleydi: "Hergun okulu temizleyen hademe kadinin ilk adi nedir?.." Bu herhalde bir cesit saka olmaliydi. Kadini yerleri  silerken hemen hergun goruyordum.  Uzun boylu, siyah sacli bir kadindi. 50'lerinde falan olmaliydi. Ama adini nerden bilecektim ki!.. Son soruyu yanitsiz birakip kagidi teslim ettim. Sure biterken bir ogrenci, son sorunun test sonuclarina dahil olup olmadiginisordu. "Tabii dahil" dedi, hocamiz.. "Is yasaminiz boyunca insanlarla karsilacaksiniz. Hepsi birbirinden farkli insanlar. Ama hepsi sizin ilginiz ve dikkatinizi hakkeden insanlar bunlar. Onlara sadece gulumsemeniz ve`Merhaba' demeniz gerekse bile.." Bu dersi hayatim boyunca unutmadim. O hademenin adini da.. Dorothy idi.


Ikinci onemli ders..

Yagmurda otostop!.. Bir gece vakit geceyarisina dogru Alama otoyolunun kenarinda duran bir zenci kadin gordum. Bardaktan bosanirca yagan yagmura ragmen, bozulan arabasinin disinda duruyor ve  dikkati cekmeye calisiyordu. Gecen her arabaya el salliyordu. Yaninda durdum. 60'li yillarda bir  beyazin bir zenciye hem de Alabama'da yardima kalkismasi pek olagan seylerden degildi. Onu kentekadar goturdum. Bir taksi duragina biraktim. Ayrilirken ille de adresimi istedi Verdim. Bir hafta sonra kapim calindi. Muazzam bir konsol televizyon indiriyordu adamlar. Bir de not ekliydi, armaganda..  "Gecen gece otoyolda bana yardiminiza tesekkur ederim. O korkunc yagmur sadece elbiselerimi degil, ruhumu da sirilsiklam etmisti. Kendime guvenimi yitirmek uzereydim, siz cika geldiniz. Sizin  sayenizde olmekte olan kocamin yataginin bas ucuna zamaninda ulasmayi basardim. Biraz sonra  son nefesini verdi. Tanri bana yardim eden sizi ve baskalarina karsilik beklemeksizin yardim eden herkesi kutsasin!.. En iyi  dileklerimle, Bayan Nat King Cole."


Ucuncu onemli ders..

Size hizmet edenleri hep hatirlayin.. Bir pastanin uc otuz paraya satildigi gunlerde 10 yasinda bir cocuk pastaneye girdi. Garson kiz hemen kostu.. Cocuk sordu: "Cukulatali pasta kac para?.." "50 cent!.." Cocuk cebinden cikardigi bozuklari saydi. Bir daha sordu: "Peki dondurma ne kadar.." "35  cent" dedi garson kiz sabirsizlikla..  Dukkanda yiginla musteri vardi ve kiz hepsine tek basina  kosusturuyordu. Bu cocukla daha ne kadar vakit gecirebilirdi ki.. Cocuk parasini bir daha saydi ve "Bir dondurma alabilir miyim lutfen" dedi. Kiz dondurmayi getirdi. Fisi tabagin kenarina koydu ve oteki masaya kostu. Cocuk dondurmasini bitirdi. Fisi kasaya odedi. Garson kiz masayi  temizlemek uzere geldiginde, gozleri doldu birden. Masayi sanki akan yaslar temizleyecekti. Bos dondurma tabaginin yaninda cocugun biraktigi 15 centlik bahşiş duruyordu..


Dorduncu onemli ders..

Yolumuzdaki engeller.. Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun uzerine kocaman bir kaya koydurmus, kendisi de pencereye oturmustu. Bakalim neler olacakti?. Ulkenin en zengin tuccarlari, en guclu kervancilari, saray gorevlileri birer birer geldiler, sabahtan oglene kadar. Hepsi kayanin  etrafindan dolasip saraya girdiler. Pek cogu krali yuksek sesle elestirdi. Halkindan bu kadar vergi aliyor, ama yollari temiz tutamiyordu. Sonunda bir koylu cikageldi. Saraya meyve ve sebze  getiriyordu. Sirtindaki kufeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarildi ve ikina sikina itmeye basladi. Sonunda kan ter icinde kaldi ama, kayayi da yolun kenarina cekti. Tam kufesini yeniden sirtina almak uzereydi ki, kayanin eski yerinde bir kesenin durdugunu gordu. Acti.. Kese altin doluydu. Bir de kralin notu vardi icinde.. "Bu altinlar kayayi yoldan ceken kisiye aittir" diyordu kral. Koylu, bugun dahi pek cogumuzun farkinda olmadigi bir ders almisti. "Her engel, yasam kosullarinizi daha iyilestirecek bir firsattir..


Besinci onemli ders..

Onemli olan vermektir.. Yillar once hastanede calisirken, agir hasta bir kiz getirdiler. Tek yasam sansi bes yasindaki kardesinden acil kan nakli idi. Kucuk oglan ayni hastaliktan mucizevi sekilde kurtulmus ve kaninda o hastaligin mikroplarini yok eden bagisiklik olusmustu. Doktor durumu bes yasindaki  oglana anlatti  ve ablasina kan verip vermeyecegini sordu. Kucuk cocuk bir an duraksadi. Sonra derin bir nefes aldi ve "Eger kurtulacaksa, veririm kanimi" dedi. Kan nakli  ilerken, ablasinin gozlerinin  icine bakiyor ve gulumsuyordu. Kizin yanaklarina yeniden renk gelmeye baslamisti, ama kucuk  cocugun yuzu de giderek soluyordu.. Gulumsemesi de yok oldu. Titreyen bir sesle doktora sordu: "Hemen mi olecegim?.."Kucuk doktoru yanlis anlamis, ablasina vucundaki butun kani verip, olecegini sanmisti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LINKWITHIN

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...