4 Aralık 2012 Salı

Psikolog Cemre Soysal’ın “Kitapla Zenginleşen Hayat” Yazısı...

Uzman Klinik Psikolog Cemre Soysal’ın diğer yazılarına bu adresten  ulaşabilirsiniz...

Teknolojinin ve görsel medyanın bu kadar bol malzemeyle karşımızda durduğu bu dünyada kitap  okuyucuları olarak hala direnmekte ve bizden sonraki nesillere de bu zevki aktarmaya çalışmaktayız. Mevcut araştırmalar tartışmasız bir şekilde gösteriyor ki tek taraflı bilgi akışının olduğu televizyon, bilgisayar gibi ekran görüntülerinde beyin gelişimi yeterli seviyede desteklenememektedir.

Bu sene de -geçen sene olduğu gibi- Can Çocuk Yayınları'nın etkinliği kapsamında "Kitapla Zenginleşen Hayatın Temellerini Atmak" konulu bir söyleşi yaptım. Konuşmama sevgili arkadaşım Cüneyt Kaşeler'in beni çok etkileyen şu sözleriyle başladım:
 

İnsanın tek hayat yaşıyor olmasının adaletsizliğini hafifletmek için edebiyat var. Okuduğun her kitap sana yeni bir hayat deneyimi veriyor.

Sahiden de sadece çocuklar için değil, biz yetişkinler için de müthiş bir zenginliktir kitap. Öyle ki, elinizdeki kitap Hakkari'de bir mevsimi de yaşatır, Kongo ırmağının kıyısında da oturtabilir..

Bir çocuğun zihinsel, bilişsel ve duygusal gelişimini farklı duyuları harekete geçirerek destekleyen en önemli araç ise kitapla olan ilişkisidir. Kitap okumak yalnızca gelişime değil aynı zamanda çocuğun hayal gücüne, farklı dünyaları tanımasına, eğlenmesine, kendini ifade etmesine, kelime bilgisinin artmasına da yardımcı olur. Oyun terapisindeki yetkinliğiyle tanınan Dr. Byron Norton geçtiğimiz ay İstanbul’da verdiği seminerde okumanın çocuğun gelişimi üzerindeki etkisini anlatırken şunları vurgulamıştı:

Sihirli etkinlik: “Çocuğunuza okuyun! Ne okuduğunuzun önemi yok, okuduğunuz her metin onun sol beynindeki sinir uçlarının gelişimini destekleyecek ve beyin sinirleri arasındaki bağlantı sayısını arttıracaktır. Tıpkı birer mısır patlağı gibi hızlı!”
Sol beynin gelişimi çocuğu dili öğrenmeye, konuşmaya ve okumaya hazırlar. Sesli okuma yaparak sol beyni uyarılan çocukların depresyona girme olasılığının da daha az olduğunu hatırlamak gerekir.

Peki çocuğa böylesi olumlu etkileri olan kitap okuma alışkanlığını nasıl kazandıracağız? Şunu belirtmemiz gerekir ki, çocuğun okumayı sevmesi için okul çağını beklemek çok geç olabilir!
Henüz çok küçükken hatta daha kelimeleri tek-tük çıkartmaya başladığı anlardan itibaren çocuğunuzu kitapla tanıştırabilirsiniz. Bu konuda dikkat etmeniz gereken nokta seçtiğiniz kitabın çocuğun yaşına uygun olmasıdır.

0-3 yaş dönemi çocuğun dünyayı algılamaya başladığı dönemdir. İlk etapta kumaştan kitaplarla başlayıp sonrasında büyük yazılı, bol renkli, az kelimenin olduğu kitaplar seçmelisiniz. Nesne, hayvan, meyve, sebze, renk gibi kavramların çizildiği kitaplar bu yaş için uygundur. Bu kitapları okurken çocuğunuzu kucağınıza veya yanınıza oturtarak aynı zamanda kitaba temas etmesini sağlayabilirsiniz. Hatta dokunduğunda ses/müzik çıkartan kitaplar daha da iyi olacaktır. Mümkün olduğunca ciltli kitaplar seçmeye özen gösterin; çünkü bu yaştaki çocuklar kitaba hassas davranamayabilirler.

3-6 yaş dönemindeki çocuklar siz okurken artık hikayeyi takip edebilecek dikkate sahiptirler. Bu yaş için seçeceğiniz kitaplardaki hikayenin hem metin hem de resimlerle anlatıldığı kitaplar seçmeniz çocuğun kitabı sadece işitsel değil, görsel olarak da izlemesini kolaylaştıracaktır. Yaşı ilerledikçe metinlerin uzunluğu artabilir. Metin içinde somut ve aşina olduğu kavramların daha fazla yer aldığı kitaplar bu yaş grubu için uygundur.

6 yaşından itibaren hatta şimdi yeni eğitim sistemi nedeniyle 5 yaştan itibaren okumayı öğreneceği için çocuk çok önemli bir döneme girer. O güne kadar kendisinin yapamadığı ama zevk aldığı bir etkinliği artık kendisi yapabiliyordur. Onun bu heyecanına mutlaka ortak olun. Beraber kitapçıya gidin, yaşadığınız ilde fuar varsa mutlaka fuara gidip kendisi için kitap seçmesi yönünde onu cesaretlendirin. Ne kadar çok kitaba dokunursa, okumayı da o kadar çok sevecektir.

İlkokul döneminde ise yaşı ilerledikçe soyut kavramları tanımaya başlar, okuyabildiği sayfa sayısı artar. Okuma hızı ve seviyesine göre okuyabileceği sayfa sayısı da değişmektedir. O nedenle çocuk kendini hangi kitabı okurken rahat hissediyorsa ona izin verilmeli, okuma hevesi kırılmamalıdır. Bu yaşlarda ebeveynlerin “bunu okuma, şunu oku” gibi yönlendirmeleri olabiliyor. Unutulmamalıdır ki, kitap kişinin zevk alarak yapması beklenen bir etkinliktir. Bu nedenle çocuklar da illa ders alacakları veya edebi değeri yüksek kitapları okumak zorunda bırakılmamalıdır.

Okuma alışkanlığını kazanması için:

  • Evde kitap okuma saati düzenleyebilir, okuduğunuz kitaplar hakkında sohbet ortamları yaratabilirsiniz.
  • Kitap okumak asla bir zorunluluk veya ceza değil, aksine keyif alınan bir etkinlik olmalıdır. “Dışarı çıkmana izin vermiyorum, git ve odanda kitap oku” cümlesi çocuğun kitaptan soğumasına neden olabilecek bir cümledir örneğin.
  • Sevdiği bir yazarın yeni kitabı çıktığında alıp çocuğa hediye edebilirsiniz.
  • Özellikle okul öncesi yaşlar için okuduğunuz kitabı sonrasında onunla birlikte tiyatro oyunu gibi canlandırabilir, hayal gücünün gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.
  • Okuduğunu kitabın onu en etkileyen bölümünün resmini çizmesini isteyebilisiniz. 
  • Evinizin ortak kullanım alanı olan bir bölümüne kütüphane yaptırabilir, herkese okuduğu kitapları koyması için bölüm ayırabilirsiniz. Anne-babasının raflarını gören çocuk kendisininkini doldurmak için motive olacaktır.
 Esas önemli nokta:

Ev içinde okuyan anne-babayı gören çocukların okuma alışkanlığı diğer çocuklara kıyasla daha fazla olmaktadır. O nedenle kitap okumayı sevdirme ve bu alışkanlığı kazandırma konusunda büyük görev ailelere düşmektedir. Siz okuyun ki, onlar da sizi örnek alsınlar..

Çocukların kitaplardan hiç vazgeçmemesi dileğiyle,

Cemre Soysal
 

1 yorum:

  1. çok güzel anlatmış , tabii onun da dediği gibi önce biz okumayı sevmeliyiz.her gece yatmadan önce 5 dk çocuğumuza kitap okumak bile çok şey kazandırıyor.

    YanıtlaSil

LINKWITHIN

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...